Dizi dizi biz.

BİR ALINTI:

” KANAL D DİZİLERİ SÜPER

Çocuklarım olmadan asla vermem diyorsan ALİYE’Yİ;
Çocuklarım için seve seve veririm diyorsan BİNBİR GECE’Yİ;
Çocuklarım küçük yaşta versin diyorsan KÜÇÜK KADINLARI;
Çocuklarım çiftlikte versin diyorsan HANIMIN ÇİFTLİĞİ’Nİ ;
Çocuklarımın hepsi tek bir kişiye versin diyorsan YAPRAK DÖKÜMÜ’NÜ ;
Sülalenin hepsi birbirine versin diyorsan AŞKI MEMNU’YU izle! ” demiş Ali SESLİ arkadaşımız.

Diziler ve ALIŞ VERİŞ çok ilginç bir ilgi oluşturmuş Sayın Ali SESLİ ‘nin yorumunda…

Ben de şunları belirtmek istedim;
– Diziler şu anki zamanda halkın televizyonda en fazla zaman ayırdıkları seyrencelik. Belgesel, toplumsal içerikli çalışmalar ve hatta haberlerden dahi daha çok seyrediliyor. Bu nedenle en önemli mesajların servis alanı bu seyrencelikler.
– İlk okulda hatırlarsanız dersler 45 dakika idi. Çünkü çocuklar bile 45 dakikadan fazla odaklanamıyorlar. Bu da dizilerin zamanlarının tanımlı açıklaması…

– Bu dizilerin her biri bölümü, bir AVM, bir fabrika gibi bütçe ile seyredilir duruma geliyor. Her yere para harcanacak da sosyolog, pisikolog vb. yerlere mi para harcamıyorlar, sizce? Tabiki harcanıyor. Hemde her türlü geçmiş deneyimler de süzülerek, cımbızla ayıklanarak.
– Diğer maddeler ile birlikte (özellikle ilk madde) Siyasiler, hükümet, hatta dış kökenliler dahil vb. diğer tüm güçler için en iyi KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ anlatma ve iyi tüm düşünceleri BOZMA, PARÇALAMA, YIKMA alanı, değil mi? !!!
– Bu arada unutmamak gereken bir nokta da Ahlak bozulması; tabiki Ahlak en kolay sağpa-sola kaçan bir olgu. Hele geçmişte sağlam temelleri yoksa… Varsa bile bozulmaya meyillidir. Ben ilk okula giderken erkek çocuklar bazı AYIP gazetelerde TAYT giymiş kızlara ÖFF gözü ile bakardık. Hani TAN gazetesinin PLAYBOY sayıldığı zamanlardan bahsediyorum… Yanlış anlamayın; Türkiye’nin 3. büyük kenti İZMİR’de ve İZMİR’in de en gelişmiş, en aydın ilçesi KARŞIYAKA’da…  Peki şimdi ne oldu. Geçen gün yine İZMİR’de sadece altında kilotlu çorap olan bir bayan gördüm. Evet bayağı bir ilerleme var hayatlarımızda. Peki tehlikeli soruyu soruyorum;
“MÜSLÜMAN MAHALLESİNDE SALYANGOZ SATILMAZ” denilen bir toplum nasıl oldu da bizim şimdi içinde bulunduğumuz yere geldi?

Uzattım,Son söz…
Bu yazdıklarımız bile bir çok sıkıntı oluşturacak nokta. Bu planlar en az 30,40 hatta 50 yıllık planlar. Tıkır tıkır işliyor. Hemde sağ dediğimiz sol çıkıp, sol dediğimiz de sağ olarak…